10 Mart 2014 Pazartesi

Ebru Sınıfımız çalışmalarına devam ediyor.

15 Şubat'ta tanıtım programıyla başlayan Ebru Kursumuz çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor.
Merve hocamızın gayretleriyle üç hafta gibi kısa bir sürede tüm öğrencilerimiz ilk ebrularını yapar hale geldiler.
Bu kısa zamanda birbirleriyle de kaynaşan kardeşlerimizin yüzlerindeki tebessüm haliyle eserlerine de yansıyor.














20 Şubat 2014 Perşembe

TÜRKİYE’DE GENÇLİĞİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ


Prof. Dr. Burhan ettin Can ile Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi’nin (SEKAM) Gençlik Araştırması bağlamında TÜRKİYE’DE GENÇLİĞİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ KONUŞACAĞIZ.



TÜRKİYE’DE GENÇLİĞİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Prof. Dr. Burhanettin Can
21-03-2014 CUMA 18.00 – 20.00
Sabri Ülker Gençlik Merkezi


SEKAM‘IN 81 İLDE 5 BİN 500 GENÇLE YAPTIĞI ARAŞTIRMADA ŞAŞIRTAN SONUÇLAR ÇIKTI
Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi’nin (SEKAM) Türkiye Gençlik Raporu’na göre, katılımcıların yüzde 62′si “genç bir kız ile erkek istedikleri şartta aynı evde yaşayabilir” görüşüne katılmazken, yüzde 23′ü bunu olumlu karşıladı.
SEKAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Can, sonuçlara göre Türkiye’de gençlerde genel olarak sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı ile kumara eğilimi olduğunu söyledi.
Can, şiddete eğilim belirtilerinin de olduğunu aktararak, “Özellikle bilgisayar ve internet bağımlılığında bir artış söz konusu. Yalnızlaşma, sanallaşma, internet üzerinden sanal kahraman olmak gibi bir davranış bozukluğu var. Kimlikte bir parçalanmışlık hali ve melez kimlik oluşumu söz konusu. En ciddi meselelerden birisi, korkunç bir kavramsal kargaşamız var” diye konuştu.
Gençlerin güven duygusunda çok ciddi kırılmalar olduğunu dile getiren Can, “Kendisini değil de karşısındaki sorumlu hissetme, ana dilini bile doğru düzgün kullanamama, sahip olduğu şeylerin kıymetini bilememe, anormal moda akımlarına kapılma, aşırı uyku eğilimi, erken ergenleşme gibi bir süreci gençlik yaşamaya başladı. Türkiye’de bunlar henüz bir sosyal sorun haline gelmiş değildir. Henüz vakit varken bu sorunu çözebiliriz ama bir sonraki aşama çok daha kötü olabilir” ifadelerini kullandı.


Rapor
Toplantıda raporu açıklayan proje yönetmeni Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, 120 konu 308 sorudan oluşan verilerle raporun oluştuğunu söyledi.
Küme anketi değil, tek tek görüşülerek anket yapıldığını belirten Vatandaş, katılımcıların yüzde 49′unun erkek yüzde 51′inin kadın olduğunu bildirdi.
Vatandaş, katılımcıların kendileri için çok uygun buldukları ve benimsedikleri ilk 5 kimliğin yüzde 43 ile “Müslüman”, yüzde 31 ile “ilerici, yüzde 29 ile “Atatürkçü”, yüzde 23 ile “laik” ve yüzde 22 ile “İslamcı” olduğunu kaydetti.
Katılımcıların yüzde 70′inin kimseye güvenmediğini aktaran Vatandaş, şu bilgileri paylaştı:
“Babasına bile güvenmeyenlerin oranı yüzde 35 civarında. ‘Evlilik modası geçmiş bir kurum mudur?’ sorusuna yüzde 85 ‘hayır’, yüzde 15 ise ‘evet’ cevabını verdi. ‘Ateist’ gençlerin yüzde 61′i Allah’a inandığını belirtti. Kendini ‘ateist’ olarak tanımlayanların yüzde 59′u düzenli oruç tutuyor, yüzde 13′ü düzenli beş vakit namaz kılıyor, yüzde 43′ü cuma namazına gidiyor. Kendisini “İslamcı” olarak tanımlayan gençlerin yüzde 17,8′i ise hiç namaz kılmadığını belirtirken, gençlerin yüzde 95 civarında bölümü, Allah’ın varlığına inandığını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 62′si ‘genç bir kız ile erkek istedikleri şartta aynı evde yaşayabilir’ görüşüne katılmazken, yüzde 23′ü bunu olumlu karşılıyor, yüzde 15′i de kararsız.”
Vatandaş, katılımcıların yüzde 31,2′sinin orduyu en güvenilir kurum olarak gördüğünü, bunu yüzde 21,4 ile Meclis, yüzde 18,4 ile hükümet, yüzde 7,3 ile Cumhurbaşkanlığı, yüzde 5,7 ile sivil toplum örgütleri, yüzde 4,3 ile diyanet, yüzde 2,9 ile de siyasi partilerin izlediğini kaydetti.
Celalettin Vatandaş, AB konusunda gençlerin kafasının karışık olduğuna işaret eden Vatandaş, katılımcıların yüzde 12′sinin “Türkiye mutlaka AB üyesi olmalı”, yüzde 26′sının “olursa iyi olur”, yine yüzde 26′sının “olsa da olmasa da olur”, yüzde 11′i “olmasa daha iyi olur”, yüzde 13′ü ” kesinlikle olmamalı”, yüzde 12′sinin de “üyelik şartları yerine getirilsin ama üye olmasın” görüşünde olduğunun saptandığını bildirdi.
Vatandaş, “Herkes kendi anadilinde eğitim alabilmeli midir?” sorusuna, katılımcıların yüzde 56′sının “evet” cevabını verdiğini dile getirdi.
Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi’nin (SEKAM) Türkiye Gençlik Raporu’na göre, katılımcıların yüzde 62′si “genç bir kız ile erkek istedikleri şartta aynı evde yaşayabilir” görüşüne katılmazken, yüzde 23′ü bunu olumlu karşıladı.Toplantıda konuşan SEKAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Can, sonuçlara göre Türkiye’de gençlerde genel olarak sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı ile kumara eğilimi olduğunu söyledi.Can, şiddete eğilim belirtilerinin de olduğunu aktararak, “Özellikle bilgisayar ve internet bağımlılığında bir artış söz konusu. Yalnızlaşma, sanallaşma, internet üzerinden sanal kahraman olmak gibi bir davranış bozukluğu var. Kimlikte bir parçalanmışlık hali ve melez kimlik oluşumu söz konusu. En ciddi meselelerden birisi, korkunç bir kavramsal kargaşamız var” diye konuştu.
Gençlerin güven duygusunda çok ciddi kırılmalar olduğunu dile getiren Can, “Kendisini değil de karşısındaki sorumlu hissetme, ana dilini bile doğru düzgün kullanamama, sahip olduğu şeylerin kıymetini bilememe, anormal moda akımlarına kapılma, aşırı uyku eğilimi, erken ergenleşme gibi bir süreci gençlik yaşamaya başladı. Türkiye’de bunlar henüz bir sosyal sorun haline gelmiş değildir. Henüz vakit varken bu sorunu çözebiliriz ama bir sonraki aşama çok daha kötü olabilir” ifadelerini kullandı.
Toplantıda raporu açıklayan proje yönetmeni Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, 120 konu 308 sorudan oluşan verilerle raporun oluştuğunu söyledi.Küme anketi değil, tek tek görüşülerek anket yapıldığını belirten Vatandaş, katılımcıların yüzde 49′unun erkek yüzde 51′inin kadın olduğunu bildirdi.Vatandaş, katılımcıların kendileri için çok uygun buldukları ve benimsedikleri ilk 5 kimliğin yüzde 43 ile “Müslüman”, yüzde 31 ile “ilerici, yüzde 29 ile “Atatürkçü”, yüzde 23 ile “laik” ve yüzde 22 ile “İslamcı” olduğunu kaydetti.
Katılımcıların yüzde 70′inin kimseye güvenmediğini aktaran Vatandaş, şu bilgileri paylaştı:”Babasına bile güvenmeyenlerin oranı yüzde 35 civarında. ‘Evlilik modası geçmiş bir kurum mudur?’ sorusuna yüzde 85 ‘hayır’, yüzde 15 ise ‘evet’ cevabını verdi. ‘Ateist’ gençlerin yüzde 61′i Allah’a inandığını belirtti. Kendini ‘ateist’ olarak tanımlayanların yüzde 59′u düzenli oruç tutuyor, yüzde 13′ü düzenli beş vakit namaz kılıyor, yüzde 43′ü cuma namazına gidiyor. Kendisini “İslamcı” olarak tanımlayan gençlerin yüzde 17,8′i ise hiç namaz kılmadığını belirtirken, gençlerin yüzde 95 civarında bölümü, Allah’ın varlığına inandığını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 62′si ‘genç bir kız ile erkek istedikleri şartta aynı evde yaşayabilir’ görüşüne katılmazken, yüzde 23′ü bunu olumlu karşılıyor, yüzde 15′i de kararsız.”
Vatandaş, katılımcıların yüzde 31,2′sinin orduyu en güvenilir kurum olarak gördüğünü, bunu yüzde 21,4 ile Meclis, yüzde 18,4 ile hükümet, yüzde 7,3 ile Cumhurbaşkanlığı, yüzde 5,7 ile sivil toplum örgütleri, yüzde 4,3 ile diyanet, yüzde 2,9 ile de siyasi partilerin izlediğini kaydetti.Celalettin Vatandaş, AB konusunda gençlerin kafasının karışık olduğuna işaret eden Vatandaş, katılımcıların yüzde 12′sinin “Türkiye mutlaka AB üyesi olmalı”, yüzde 26′sının “olursa iyi olur”, yine yüzde 26′sının “olsa da olmasa da olur”, yüzde 11′i “olmasa daha iyi olur”, yüzde 13′ü ” kesinlikle olmamalı”, yüzde 12′sinin de “üyelik şartları yerine getirilsin ama üye olmasın” görüşünde olduğunun saptandığını bildirdi.Vatandaş, “Herkes kendi anadilinde eğitim alabilmeli midir?” sorusuna, katılımcıların yüzde 56′sının “evet” cevabını verdiğini dile getirdi. 
Daha detaylı bilgi için: http://www.sekam.com.tr

Burhanettin Can Kimdir?

Prof. Dr. Burhanettin CAN, 1950 yılında Bayburt’ta doğdu. 1974 yılında(Lisans, İTÜ. Elektrik Fakültesi), Elektronik Yüksek Mühendisi; 1977 yılında (Yüksek Lisans, İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü) Nükleer Yüksek Mühendisi; 1984 yılında doktor ( İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsü, Nükleer Teknoloji ABD), 1985 yılında Yard. Doç. Dr.(Marmara Üniversitesi, Elektronik Eğitimi ABD), 1987 yılında Doçent(Nükleer Teknoloji ABD) 1992 yılında Profesör(Marmara Üniversitesi, Bilgisayar ve Kontrol Eğitimi ABD) oldu. 2007 yılında Marmara Üniversitesinden emekli oldu. 



Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanlığı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu

(TAEK) Nükleer Güvenlik Komitesi Üyeliği, Milli Eğitim Şurası, Komisyon Üyeliği yapmıştır. İktisadı Girişim Ve İş ahlakı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi(İGİAD), Üniversite Öğretim Elemanları Derneği(ÜNDER) Yönetim Kurulu üyesi, Sosyal Ekonomik Araştırmalar Merkezi(SEKAM) Yönetim Kurulu Başkanıdır.


12 Doktora, 25 Yüksek lisans tezi yönetmiştir; 18 Projede görev almıştır. Uluslararası 35,
ulusal 53 olmak üzere 88 adet yayını mesleki alanda; 100 civarında yayını ise, siyasi, dini ve sosyal alanda bulunmaktadır.

Sosyal ve Kültürel Faaliyetler kapsamında, Sosyal Ekonomik Araştırma Merkezi(SEKAM), Araştırma Kültür Vakfı(AKV), Umran Dergisi, Pınar yayınları, Açılım Yayınlarının kuruculuğunu yapmıştır.

18 Şubat 2014 Salı

"EDEBİYATIMIZIN GÜLERYÜZÜ"

EDEBİYAT SÖYLEŞİLERİ
"EDEBİYATIMIZIN GÜLERYÜZÜ"
Yazar Mehmet Nuri YARDIM konuğumuz olacak!

23 ŞUBAT 2014 PAZAR
SAAT: 16.00
YER: SABRİ ÜLKER GENÇLİK MERKEZİ

Mehmet Nuri Yardım'ın "Edebiyatımızın Güleryüzü" kitabı,
size şakalaşmadaki zarafet çizgisini gösteriyor.
Küfrün ancak konuşmasını, yazmasını bilmeyenlerin aczi
olduğunu ispatlıyor. Edebiyatın insanı nasıl eğittiğini, dilini,
kalemini nasıl düzelttiğini gösteriyor.
- Doğan Hızlan

Binlerce nükteyi biraraya getiren bu ilgi çekici kitap, edebiyat tarihimizin az bilinen renkli bir cephesine ışık tutmaktadır. Nüktenin kabacasından en zekicesine kadar her çeşidinden örneklerin yer aldığı kitabın sayfalari arasında gezinirken bazen kahkahalar atıyorsunuz, bazen yüzünüz acılı bir tebessümle geriliyor.
- Beşir Ayvazoğlu

15 Şubat 2014 Cumartesi

4 Şubat 2014 Salı

Hasan Kaçan'dan hafızalarımıza kazınan dizi replikleri... ve bir türkü

Çanakkale Şiiri
Hasan Kaçan bir zamanların en çok sevilen dizisi Ekmek Teknesi'ndeki Heredot Cevdet rolüyle Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı Çanakkale Şiirini okuyor.



Hasan Kaçan (Heredot Cevdet) - Annelerimizi anlatıyor!
''Kardeşlerim,
Bugün sizlere dünyanın en tatlı kokusunu, en güzel sesini, en şahane nefesini...
Varlığında hatırlamadığımız, yokluğunda hiç unutamadığımız...
Ne yaparsan yap! bu dünyada seni tek affedebilen,
Seninle ağlayan, seninle gülen,
Onsuz olamayacağını ancak onsuz olduğunda anlayabileceğin,
Dünyanın en kıymetli varlığını anlatmaya çalışacağım....''
diye başlayan...
Heredot Cevdet'ten anne tarifi ve güzel bir hikâye...


Hasan Kaçan - Harman Yeri
Hasan Kaçan katıldığı bir televizyon programında Harman Yeri adlı türküyü seslendiriyor!


HASAN KAÇAN'IN ÖĞRENCİLİK YILLARI..

15 Şubat'ta konuğumuz olacak olan HASAN KAÇAN okul yıllarını anlatıyor!
Tarih : 15 Şubat Cumartesi
Saat:18.00
Yer: Sabri Ülker Gençlik Merkezi